DR. FURKAN ŞAN İLE RÖPORTAJ
28 Ocak 2021


3528d536-f080-41df-9302-e20aa998e4af.jpg

  Sivas Numune Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Furkan ŞAN, kış aylarında sıkça görülen Üst solunum yolu enfeksiyonları hakkında açıklamalarda bulundu.

  Üst solunum yolu enfeksiyonunun (ÜSYE), üst solunum yolunu oluşturan burun, sinüsler, boğaz ve gırtlağın enfeksiyonuna verilen genel bir isim olduğunu ifade eden Furkan ŞAN, bu enfeksiyonun burun tıkanıklığına, boğaz ağrısına, ses kısıklığına sebebiyet verebileceğini açıkladı.

  ÜSYE’ye çoğunlukla virüslerin, nadiren de bakterilerin sebep olabileceğini aktaran Uzm. Dr. Furkan ŞAN, sebep olan virüslerin genellikle hava yolu ile bulaştığını ve havalandırılmayan, kalabalık ve kapalı odalarda bulaşma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, bu sebeple iş ve okul hayatını aksatan en yaygın hastalık olduğunu belirtti.

   Bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklarda ve yaşlılarda, kronik rahatsızlığı olan insanlarda ÜSYE’lerin tedavisine daha ciddi yaklaşılması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. ŞAN, sık geçirilen ÜSYE’nin bazen altta yatan bir alerjinin, bazen de C ve D gibi vitaminlerin eksikliğinden kaynaklanabileceğini aktardı.

  Üst solunum yolu enfeksiyonlarının semptomlarından bahseden Furkan ŞAN şunları dile getirdi. “ Ateş, halsizlik, kırgınlık ve yorgunluk gibi şikayetlerin yanında, üst solunum yolunda enfekte olan yere göre şikayetler değişmektedir. Örneğin burun ve sinüslerin enfeksiyonuna rinit, sinüzit veya her ikisini birden ifade edene rinosinüzit adı verilir ve burun tıkanıklığı, akıntısı, yüzün ön kısmında özellikle öne eğildiğimizde şiddetlenen baş ağrısı ile kendini gösterir. Farenjit olarak bildiğimiz boğaz enfeksiyonunda ise, yutkunurken ağrı, boğazda takılma ve yırtılma hissi olur. Gırtlak enfeksiyonunda da, yani Larenjitte ise bunlara ek olarak ses kısıklığı görülebilmektedir”.

  Soğuk algınlığı ile Gribin farkına değinen Uzm. Dr. Furkan ŞAN, gribin başlangıcının aniden olduğunu fakat soğuk algınlığının kendini yavaş yavaş gösterdiğini söylerken sözlerine şu şekilde devam etti: “Gripte ateş sıklıkla görülür ve 38 derecenin üzerinde birkaç gün kalabilir. Fakat soğuk algınlığında ateş nadiren görülür. Grip belirtilerinde öksürük yoğundur, soğuk algınlığında ise öksürük nadiren görülür ve görülse dahi orta şiddette seyreder. Kırgınlık veya halsizlik durumu gripte çok daha fazla görülürken, soğuk algınlığında bu durum çok hafif şekildedir. Burun akıntısı, hapşırma ve boğaz ağrısı belirtileriyse soğuk algınlığında çok sık görüldüğü halde gripte nadiren gözükmektedir” dedi.

  Soğuk algınlığının tedavisinde amacımız enfeksiyona bağlı meydana gelen şikayetleri gidermek olup, antibiyotik kullanımının soğuk algınlığına hiçbir faydası yoktur diyen ŞAN, “Burun tıkanıklığı için tedavide burun spreyleri, boğaz ağrısı için ağrı kesiciler ve gargaralar kullanılabilir. Ağrı kesiciler aynı zamanda ateşi düşürmekte etkili olurken, tedavi yaklaşık 1 hafta ila 10 gün kadar süren hastalık boyunca uygulanabilir. Soğuk algınlığında antibiyotiğin hiç bir faydası yoktur. Antibiyotikler bakteriler üzerinde etkili ilaçlardır, virüslere karşı hiç bir etki göstermezler. Hem soğuk algınlığı hem de grip tedavisinde genel olarak bol su tüketilmeli ve istirahat etmek gerekmektedir. Hastalıktan korunmak için grip sezonundan önce aşılanmak gerekmektedir. Özellikle çocuklarda, 65 yaşını geçenlerde ve kronik hastalığı olanların aşılanması oldukça önemlidir “ dedi.

  Üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak için kalabalık ortamlara girmemek ve etkileşimin fazla olduğu ortamlarda yakın temastan kaçınılması gerektiğini vurgulayan Furkan ŞAN, “El temizliğine dikkat etmemiz gerekmektedir. Herhangi bir şey yemeden önce ve sonra, öksürdükten ve hapşırdıktan sonra elleri su ve sabunla en az 20 saniye yıkamamız gerekir. Öksürük ve hapşırma sonrası mikroplar kolayca havaya bulaşacağı için öksürdükten sonra ağzımızı kapatmalıyız. Beslenmemiz de hastalıktan korunmamız için oldukça önemlidir. Beslenmenin yanı sıra dinlenmek, yeterli uyku ve egzersiz ihmal edilmemesi gereken unsurlardır. Egzersiz, iyi ve kaliteli uyku ve yeterince dinlenmek bağışıklığımızın en iyi dostlarıdır. Bunların ihmal edilmemesi gerekmektedir” dedi.