Hastanemiz Psikiyatri Uzmanı Dr. Ersin Baltacı, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle açıklama yaptı.
Ruhsal sorunların her insanın yaşayabileceğini ifade eden Uzm. Dr. Ersin Baltacı,“Her insan hayatının bir döneminde ruhsal sorunlarla karşılaşabilir. İnsan ruhsallığı iklim gibi bir özellik gösterir. Dönem dönem çetin hava koşullarıyla karşılaştığınız gibi, psikolojik olarak da zor dönemler yaşayabilirsiniz. Nasıl zor hava koşullarından sonra güzel, güneşli günler kendini gösterebiliyorsa, yaşadığınız zor günler de çoğu zaman geçicidir.
İnsan yaşadığı zor dönemlerde zaman zaman ölüm düşüncelerine kapılabilir. İntihar edenlerin yaklaşık %90’ında bir ruhsal bozukluk olduğu bilinmektedir. Bu nedenle ruhsal hastalıkların erken dönemde saptanması ve intihar riski olan bireylerin uygun şekilde tedavi edilmesi önemlidir. Ancak, intiharla ilişkili damgalanma nedeniyle intiharların ve girişimlerinin gizlenmesi riskli bireylerin uygun ruh sağlığı hizmetlerine ulaşmasını engellemektedir” dedi.
İntiharın tüm dünyada ilk on ölüm nedeninden biri olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Baltacı, “Son 45 yıl içerisinde intiharların %60 civarında arttığı ve intiharın tüm dünyada ilk on ölüm nedeni arasında yer aldığı bildirilmiştir. Her yıl 800.000'e yakın insan kendi hayatına son vermekte ve çok daha fazlası intihar girişiminde bulunmaktadır. Elimizde bulunan sayılar resmi kayıtlara geçen vakalar olduğundan oranın daha yüksek olduğu düşünülmektedir. Her intihar; aileleri, toplulukları ve ülkeleri etkileyen ve geride kalan insanlar üzerinde uzun süre kalıcı etkiler yaratan bir trajedidir. İntihar genetik, psikolojik, sosyal, kültürel ve diğer risk faktörlerinin bir araya gelmesinin, bazen de travma ve kayıp deneyimleriyle birleşmesinin bir sonucudur. Eğer bir insan Ölmek istediğinden ya da acılarından kurtulma arzularından bahsediyorsa, Kişi değerli eşyalarını dağıtıyor, vasiyet hazırlıyor, çevresindekilerle vedalaşıyorsa, İnternetten veya çevresinden intihar yöntemlerini araştırıyorsa, Kendi içine çekiliyor veya kendini tecrit ediyor, ailesi ve arkadaşlarıyla ilişki kurmakta zorlanıyorsa, Başkalarına, hayata yük olmaya başladığından bahsediyorsa, Öfkeli davranışlar sergiliyor, intikam duygularından, çaresizlikten ve umutsuzluktan bahsediyorsa, Kendinden nefret etme, suçluluk duygusu, değersizlik ve utanç hissine kapılmışsa, ruhsal sorunlar yaşıyor ve bu sorunları çözmek için alkol ve ya madde kullanıyorsa, geçmişte ve ailesinde intihar öyküsü mevcutsa bütün bunlar intihar için risk faktörlerü olabilir. Kişinin intihar düşünceleri olup olmadığını tespit etmenin en iyi yolu onlara sormaktır” dedi.
İntihar ile ilgili yanlış düşüncelerinin olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Baltacı, “Toplumumuzda kişiye intihar düşünceleri olup olmadığını sormanın kişinin aklına intihar fikrini sokacağı ve intihar etmesine yol açacağı yanlış inancı mevcuttur. Oysa Kişiye intihar düşüncelerinin olup olmadığının sorulması kişinin yardım istemesine ve bu duygularını konuşarak duygusal yükünü boşaltmasına yardımcı olur. Bir diğer yanlış inanç ise İntihardan bahseden kişinin bunu yapmayacağı, kişinin dikkat çekmeye çalıştığıdır. Oysa gerçek şu ki; Kendi hayatına son veren kişilerin yaklaşık %80’i daha önceden çevresindeki kişilere niyetlerinden bahsetmişlerdir. Bir kişi intihar hakkında konuştuğunda mutlaka ve her zaman ciddiye alınmalıdır.
İntihar durumunda olan bir çok kişi aslında gerçekten de ölmeyi istemez, bu kişiler sadece hayatta mutlu değillerdir kendilerini çaresiz ve umutsuz hissederler. Eğer destek verilirse ve yaşama arzusu artırılırsa intihar riski azaltılır. Her türlü intihar düşüncesi ya da girişimi ciddiye alınmalıdır, ciddi bir uyarıdır ve yardım çağrısıdır. İntihar düşünceleri ruhsal ve sosyal sorunların çözümüyle ortadan kalkar, İntihar önlenebilir bir durumdur. Baş edemediğiniz psikolojik problemlerle karşılaştığınızda, desteğe ve bilgi edinmeye ihtiyaç duyduğunuzda ruh sağlığı uzmanlarına ve ya sağlık kuruluşlarına başvurabilirsiniz. Biliyoruz ki bir çok ruhsal sorun iyileşebilir ya da kontrol altına alınabilir özelliktedir” dedi.