Hastanemiz Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. İlkin Seda Can, gebelikte yaşanan bulantı ve kusmalar ile ilgili bilgiler verdi.
Op. Dr. İlkin Seda Can, “Gebelik bulantısı gebeliklerin % 50 – 80’inde görülen bir durumdur. Kusma ise özellikle ilk trimesterde görülen bir durumdur. Bulantı ve kusmanın en şiddetlendiği zaman gebeliğin 9. haftasıdır. Gebeliğin 4. ayından sonra bulantı ve kusma şiddetini giderek azaltıyor. Gebelikte yaşanan bulantı ve kusma durumunda ayırımını yapacağımız nokta ne zaman bulantılar fazladır, ne zaman doktora başvurulmalıdır. Öncelikle eğer kusma günde 2 defa gerçekleşiyorsa, bu normal kabul edilir, hafif bir gebelik kusmasıdır. Bulantıda ise daha çok saat önemlidir. Bulantı, günde 1 saat kadar sürüyorsa bu da hafif olarak nitelendirilir. Tüm günü kıyasladığımızda 6 saat kadar bulantı hissi olması doktora görünmeyi, tedavi yaklaşımlarını gerektirecek bir durumdur” dedi.
Gebelikte yaşanan bulantı ve kusmanın vücutta yaşanan hormonal değişikliklerde oluştuğunu ifade eden Op. Dr. Can, “Gebelik bulantısının nedeni gebelikte vücutta bazı değişiklikler oluşmasıdır. Bu durumdan en çok sorumlu tutulan hormonal değişimlerdir. Beta HCG ve östrojen başta olmak üzere hormonal değerlerin düzeylerinin artmasıyla gebelik bulantısı meydana gelir. Ayrıca, anne bebeğini korumak için özellikle yağlı gıdaların kokusunu duyduğunu bulantısı tetiklenir. Bebeğine zarar verecek olgulara karşı yani ağır kokular, yüksek gürültü, ses, aşırı stres, yorgunluk gebelik bulantısıyla koruma yapmaya çalışır aslında” dedi.
Op. Dr. İlkin Seda Can, “Bunun dışında en çok merak edilenlerden biri de bir önceki gebeliğimde bulantı kusmam vardı, çok kötüydüm diğer gebeliklerde bu durum tekrarlar mı sorusudur. Bunun tekrarlama oranı % 15 – 85 arasında değişir. Ayırıcı tanı da çok önemli. Bulantı ve kusma ile gelen bir hasta gebe olabilir ama bu demek değildir ki diğer hastalıklar bu gebede görülmeyecek. Hasta gastrit, enfeksiyon, idrar yolları hastalığı, gastro enterit, guatr, karaciğer hastalığı, pankreatit, safra kesesi olabilir, hasta ilk başvurduğunda öncelikle günde kaç kere bulantı oluyor, bu bulantılar ne kadar sürüyor, kaç defa kusuyor, kusmalar beslenmeyi etkiliyor mu, ağırlık kaybına neden oluyor mu bu soruların cevabının ayrıntılı verilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Bulantı durumunda yapılmasına gerekenleri sıralayan Op. Dr. Can, “Öncelikle sabah ilk uyanıldığında yanı başınızda krakerler, yağsız grissini bulundurabilirsiniz. Uyanınca kraker atıştırmanız gün içindeki bulantılarınızı bastıracaktır. Sık aralıklarla ve azar azar yemek yenmelidir. Yağlı gıdalardan, ağır kokusu olan baharatlı gıdalardan kaçınmak gerekir. Protein barlar tüketilebilir. Küçük meyveli şekerler gün içinde tüketilebilir. Hastalar en çok su içemediklerinden yakınıyorlar. Sıvı alımını şu şekilde kolaylaştırabilirler. Birincisi küçük buz küpleri hazırlayabilirler, buzu emerek sıvı alımını sağlayabilirler. Bulantısı olan hastalarda daha çok soğuk su içerlerse bulantıyı tolere edebilirler. Suyun içine taze nane, limon, ekşi elma, böğürtlen, mevsim meyveleri eklenebilir. Su, aromatik hale gelirse içmesi daha zevkli olabilir, daha kolay tüketilebilir. Özellikle zencefil gebelik bulantısında çok öneriliyor ve bulantıyı da önlüyor. Taze zencefil de suyun içerisine katılabilir ya da bir kase yoğurdun içerisine bir tatlı kaşığı zencefil eklenerek tüketilebilir. Ayrıca gebelik öncesinde B veya D vitamini eksikliği varsa bu eksiklikler gebelik bulantısını şiddetlendirir. O nedenle gebe kalınmadan önce multi vitamin desteği alan kadınlarda gebelik bulantısının daha az olduğu görüldü. Bulantısı olan hastalarda B6 ve B1 vitamini desteği de yapıyoruz. Bu desteğin de yararı oluyor. Çay olarak papatya çayı tüketilebilir, hem sakinleştirici özelliği de var. Taze nane, soda, zencefil karışımı yapabilirler. Badem, fındık, fıstık gibi atıştırmalıklar tüketilebilir. Bu atıştırmalıkların protein içeriği yüksek olduğu için günlük alınması gereken proteinin bir kısmını da karşılayabilir. Kaçınılması gereken yiyecekler ise, kafein gebelik bulantısını artırır. Zaten gebelik boyunca da kafeinden uzak durulmalı. Deniz ürünleri, kokuları nedeniyle gebelik bulantısını şiddetlendirebiliyor. Beslenme konusunda bir diğer noktada pirinç ve patates gibi nişastalı gıdalar da gebelik bulantısına iyi geliyor. Bu gıdalar da sık aralıklarla tüketilebilir. Havuç, balkabağı gibi sebzeler tüketilebilir” dedi
Aşırı bulantı ve kusmanın anne ve bebeğe etkilerini de dile getiren Op. Dr. İlkin Seda Can, “Aşırı bulantı ve kusma anne ve bebekte etkileri ise, öncelikle bebekte anne beslenemediği için düşük doğum ağırlığına neden olur. konjenital anomali riskini artırmıyor. Anne üzerindeki problemler ise annenin sürekli öğürme ve kusması olduğu için annenin vücudu susuz kalabilir. Öğürmeden dolayı yemek borusunda bazı yırtıklar oluşabilir. Vücut susuz kaldığı için böbrek hastalıkları gelişebilir. Anne beslenemediği için vitaminlerin eksikliğinden kaynaklı nörolojik problemler oluşabilir. Elektrolit eksikliği oluşabilir” dedi.
Bulantı ve kusmada yapılan tedavilerden bahseden Op. Dr. İlkin Seda Can, konuşmasını şöyle tamamladı, “Öncelikle tedavi yaklaşımımız beslenme ve yaşam tarzı eksikliklerinden oluşuyor. Hasta stresli ortamlardan uzak durmalı, dinlenmeli. Meditasyon, yoga yapabilir. Yoganın gebelik bulantılarına çok faydası var. Ağır hareketlerle değil daha sakin ve meditasyon yapar tarzda bir yoga yapılabilir. Yoga anneyi sakinleştiriyor ve nefes egzersizleri ile birlikte gebelik bulantısını kontrol etmesiyle ve onunla başa çıkmasında anneye büyük faydalar sağlıyor. Diğer bir noktada akupuntur ya da hipnoterapiler. El bileğimizdeki basınç noktası var. Yaklaşık bilekten 3 parmak kadar ölçüm yaptığımızda orada bir basınç noktası var. Her iki tendonun arasına uyguladığımız basınçla da bulantıyı azaltabiliriz. Bunlar farmakolojik tedavi öncesinde yapılacak uygulamalar arasında. Farmakolojik tedavi de ise bazı ajanlar kullanıyoruz. Bu ajanların bazılarının 10. Haftadan önce kullanılması önerilmiyor.”