Türkiye Diyabet Programı kapsamında Hastanemiz İç Hastalıkları/Endokrinoloji Kliniği tarafından diyabetle sağlıklı yaşam hedefiyle yürütülen “Diyabet Okulu” mezunlarını verdi.
Diyabetle yaşam hakkında bilgiler verilen okulda, diyabetli hastalara hastalıkları hakkında bilgiler verilerek, kilo kontrolü ve fiziksel aktiviteler de anlatıldı.
Katılımcılara, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülşah Altun, Diyabet Hemşireleri Birsel Koç ve Fatoş Albayrak, Diyetisyen Aslı Şanver, Fizyoterapist Fatih Dursun’dan oluşan ekip, diyabet hastalığı, diyabetin oluşum mekanizması, tıbbi beslenme tedavisi, diyabette insülin dışında kan şekerini düzenleyici ilaçlar, diyabetin akut komplikasyonları, diyabetin kronik komplikasyonları, diyabette fiziksel aktivite ve hareketler, diyabetle yaşam ve insülin tedavisi konularında bilgi verdi.
Eğitimlerin ardından katılımcılara “Diyabet Okulu Diploması” verildi. Diplomaları Başhekim Yardımcılarımız Uzm. Dr. Haluk Avunduk ve Op. Dr. Hakan Yarıcı, Sağlık Bakım Hizmetleri Müdür V. Hatice Paltacı Taşpınar takdim etti.
14 Kasım Dünya Diyabet Günü ile ilgili bilgi veren İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülşah Altun, 14 Kasım Diyabet Günü sebebiyle bilgiler vererek, her dört yetişkinden birinin diyabete yatkınlığının olduğunu belirtti.
Diyabetin kısaca, vücudun kan şekerini uygun şekilde kullanamaması ve depolayamaması olarak tanımlayan Uzm. Dr. Altun, “14 Kasım Dünya Diyabet Günü, insülin hormonunun sentezini bulan Frederick Banting’in de doğum günü olması sebebiyle diyabet (şeker) hastalığına farkındalık oluşturmak üzere tüm Dünyada ve ülkemizde çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Ülkemizde yaklaşık 7 milyon diyabet hastası bulunmakta ve bu sayının yarısı kadar da tanı konmamış diyabetli olduğu bilinmektedir” dedi.
Diyabetin, tüm organlarda hasara neden olabilen ciddi bir hastalık olduğunun altını çizen Uzm.Dr. Gülşah Altun “Yeme-içme davranışları, fiziksel aktivite ve yaşam tarzı alışkanlıklarından kaynaklanan çeşitli risk faktörleri diyabetin hem görülme sıklığını artırmakta hem de mevcut hastaların tedavisini zorlaştırmaktadır. Bu risk faktörleri bireysel olarak önlenebilir ve değiştirilebilir olduğu için özellikle ailesinde diyabet hastalığı olan kişilerce önemsenmeli, kilo alımına, beslenme ve diyet şekline, fiziksel aktivite ve spor yapmaya ayrılan vakte özen gösterilmelidir. Diyabet iyi tedavi edilmediği takdirde yüksek kan şekerine bağlı çok su içme, sık idrar yapma, ağız kuruluğu gibi yakınmaların yanı sıra göz, böbrek, sinir sistemi ve kalp-damar sistemi başta olmak üzere tüm organlarda hasara neden olabilen ciddi bir hastalıktır. Obezite ve diyabet kalın bağırsak, karaciğer, pankreas, safra kesesi, rahim ve meme kanseri başta olmak üzere pek çok kanser türünün gelişmesine zemin hazırlamaktadır” dedi.
Diyabetin ömür boyu tedavi gerektirdiğini belirten Gülşah Altun, sözlerini şu şekilde noktaladı; “ Diyabetin tamamen iyileştirici bir tedavisi yoktur. Diyabet, ömür boyu tedavi gerektirir. Uygun ve doğru ilaç kullanımı, bilinçli bir beslenme ve egzersiz planı ile yaşam kalitesi çok olumsuz etkilenmez. Diyabet hastalığının öncelikle psikolojik ve fiziksel sonrasında ekonomik istenmeyen sonuçlarının önlenmesi için ‘’diyabet farkındalığı’’ çok önemlidir, bizler de hastanemizde düzenli olarak hasta ve hasta yakınlarımıza ‘’ diyabet eğitimi’’ vermekte ve çok olumlu sonuçlar almaktayız. Sivas Numune Hastanesi olarak tüm hastalarımıza 14 Kasım diyabet ve farkındalık gününü bir kez daha hatırlatıyor, sağlıklı huzurlu bir yaşam diliyoruz.”