Hastanemizde Nöroloji Uzmanı olarak görev yapan Dr. Zeynep Özelce, ülkemizde 8 bine yakın kişinin etkilendiği ve halk arasında “Stephen Hawking’in hastalığı” olarak bilinen ALS hastalığı hakkında bilgiler verdi.
Sözlerine tüm yaş grubunda görülebilen ALS hastalığının tanımını yaparak başlayan Uzm. Dr. Zeynep Özelce, “Amyotrofik lateral skleroz(ALS) esas olarak istemli kas hareketinin kontrolünden sorumlu sinir hücrelerinin hasarından kaynaklanan nadir görülen bir nörolojik hastalık grubudur. İstemli kaslar çiğneme, yutma, yürüme ve konuşma gibi hareketlerin yapılmasında görevlidir. ALS hastalığı ilerleyicidir ve belirtiler zamanla kötüleşme eğilimi göster. ALS nin başlangıç belirtileri hastadan hastaya değişir. ALS, tüm yaşlarda görülebilmekle beraber, genellikle 40-60 yaş arasında ve ağırlıkla erkeklerde görülüyor. 65 yaşından sonra ise hem kadın hem erkeklerde eşit oranda rastlanıyor” dedi.
ALS hastalık belirtilerinin kişilere göre farklılık gösterebileceğini belirten Uzm. Dr. Özelce, “ALS’nin belirtileri her hasta için aynı olmaz. Genellikle hastalık erken dönemde ağırlıklı olarak kol ve/veya bacaklarda başlıyor. İlk olarak kaslarda sertlik, kramp ve seğirmelerle başlıyor. .Sonrasında kaslarda güçsüzlük ve erime görülüyor. ALS’nin hiçbir döneminde hafıza ve zihin etkilenmiyor. Kaslardaki güçsüzlüğün elden başladığı durumda kalem tutmada, anahtar çevirmede veya çay bardağını kaldırmada güçlük meydana gelebilir. Son evrede kaslarda çok yoğun erimeler baş gösterdiğinde ise hasta yürüyemez, konuşamaz ve kollarını kullanamaz hale geliyor. Hasta yatağa bağımlı hale gelebiliyor ve solunum cihazına ihtiyaç duyuyor. Buna karşın ALS, hastalığın bağırsak ve mesane kontrolünü, duyu sistemini, hafızayı ve zekayı etkilemiyor. Ayrıca kalp kası da zarar görmüyor. Göz kasları çoğu kez en son etkilenen kas olurken kimi zaman hiç etkilenmiyor” dedi.
ALS’de olası nedenleri aktaran Uzm. Dr. Özelce, “Hastalık, vakaların %5 ila 10'unda kalıtım yoluyla ebeveynlerden aktarılırken, diğerlerinin bilinen bir nedeni bulunamamaktadır. Bu grup hastalardaki olası nedenler, kimyasal dengesizlik, gen mutasyonu, proteinlerin anormal birikimi ve düzensiz bağışıklık yanıtıdır” dedi.
Kesin tedavisi bulunmayan ALS'de hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılmasına yönelik bir ilaç kullanıldığını aktaran Uzm. Dr. Özelce, “ALS tedavisi için ilaç çalışmaları sürse de şu an hastalığın bir tedavisi bulunmuyor. Hastalığın iyileştirici bir tedavisi söz konusu değil ancak, Amerika Gıda ve İlaç Yönetim Kuruluşu (FDA) tarafından onaylanan bir ilaç söz konusu. Bu ilaç ile ilgili araştırmalar nispeten ümit verici” dedi.
Hastaların yaşam kalitesini artırabilmek için uygulanan tedavileri sıralayan Uzm. Dr. Özelce, “Ağrılı kas krampları, aşırı tükürük ve diğer ALS semptomları hafifletmek için ilaçlar verilir. İlaçlar panik atak, depresyon, kontrol edilemeyen kahkaha, ağlama ve kas seğirmelerini tedavi etmek için de kullanılır. Son dönemlerde bulunan kimi ilaçlar, bazı ALS hastalarında yaşam beklentisini uzatmıştır. Bunlarla beraber duygusal durum değişikliği için hasta ve yakınlarına psikiyatrik yaklaşım ile tedavi, konuşma problemlerinin konuşma terapisti ile birlikte tedavisi, salya artışı ve yutma problemi sorunları için ilaç veya PEG denilen tüp ile besleme tedavi, ağrı tedavisi ve solunum problemlerinin tedavisi için trakeotomi veya solunum cihazına bağlama hastaların yaşam kalitesini oldukça arttıracaktır” dedi.